[ Ana Sayfa ]

             

ATATÜRK'TEN ANILAR

ANILAR 1
Hoşgeldin Halil  Ağa
Napolyon'a Benziyorsunuz

Atatürk ve Gülsüm Abla
Onları Bu İşe Karıştırma,Atam!
Atatürk'ün Rüyası!


Title 5

Title 6
Title 7

Title 8
Title 9

Title 10
Title 11

Title 12
Title 12

Title 13
Title 14

Title 15
Title 16

Title 17
Title 18

Title 19
Title 20

 

ANILAR 2
Title 1
Title 2

Title 3
Title 4
Title 5

Title 6
Title 7

Title 8
Title 9

Title 10


 

ANILAR 3
Title 1
Title 2

Title 3
Title 4
Title 5

Title 6
Title 7

Title 8
Title 9

Title 10

SECTION 4
Title 1
Title 2
Title 3
Title 4
Title 5
Title 6

TBBM açılışının 105. seneyi devriyesinde İstiklâl Mücadelemizin Başkumandanı, Cumhuriyetimizin Kurucusu, Ömrünü Milletin Refah ve Mutluluğuna Adamış BÜYÜK DEVLET ADAMI Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü  ve Silah Arkadaşlarını Rahmetle, Saygıyla ve Minnetle Anıyoruz.(23.04.2025)           

ATATÜRK VE GÜLSÜM ABLA

Bay Nihat Özbilen der ki; Anlatacağım bu anıyı, olaya tanık olan Ortaokul Müdürü Bay Adnan Demirtaştan dinlemiştim. Şöyle anlatmıştı.

“…Yıl 1926'dır. Mareşal Fevzi Çakmak, Fahreddin Altay ve diğer General, Milletvekilleri ile Atatürk, Kütahya'ya onur verdiler. Bu saygın konuklar onuruna Belediye salonunda bir şölen hazırlanmıştı, Bir ara F. Altay Paşa Atatürk'ün kulağına bir şeyler söyledi, Az sonra yaveri ile Belediye Başkanını çağırıp bir istekte bulundu, Başkan Kethüdaoğlu Ali Bey salondan ayrıldılar.

  Çok zaman geçmemişti ki, Yaver ve Başkan arasında yaşlı bir kadın kapıdan içeriye girdi, Kadıın salona girmesiyle, Atatürk hemen ayağa kalktı. Salonda bulunanlar da ayağa kalkmışlardı. Yaşlı kadın bu kalabalık gösteri karşısında ürkerek çekindi, geri dönmek istedi kulağına birşeyler söylediler. O zaman ürkek adımlarla Atatürk'e doğru yürüdü. Atatürk, hemen yaşlı kadının elini tutarak, büyük bir saygı ile öpüp yanına oturttu. Masa üzerinden aldığı meyveyi eliyle yaşlı konuğuna ikram etti Saygı ve sevgisini gösterdi. Yaşlı kadının gözleri yaşarmış, Atatürk'ü hayranlıkla dinleyerek seyrediyordu. Kısa kısa sözcüklerle yavaş konuştular. Bir süre sonra kadın izin isteyerek salondan ayrıldı.

Atatürk, yüksek sesle salonda bulunanlara seslendi ve :

 -Az önce konuğumuz olan Gülsüm Abla, Milli bir kahramandır. Onu açıklayacağım: Büyük zafere ulaşacağımız günlerde, Alayunt civarında kaçan düşmanın gerilerini önlemek üzere bir süvari kuvvetimiz akın etmişti Bu akından bir, birbuçuk saat sonra gerileyerek kaçan bir düşman fırkasına yakın kuvve aynı yönden kaçmakta idi. Bunlar, bu kaçışları sırasında tarlada çalışmakta olan Gülsüm ablaya rastlyorlar, tarlasından alıp Komutanlarına götürüyorlar. Tercüman aracılığı ile süvari kuvvetlerimizin ne yöne gittiği soruluyor. Gülsüm abla önce bilmediğini söylüyor. Zorluyorlar ama bir cevap alamayınca bir adam çağırarak ilk önce sağ elinin baş parmak tırnağını sökerek zorluyorlar... ve

- Söyle, nereye gittiler.

0 zaman Gülsüm abla kaçmakta olan düşman kuvvetlerine bizim toplu kuvvetlerimizin bulunduğu yönü gösteriyor. Oraya giderlerse kurtulabileceklerini söylüyor.

Bunun doğruluğunu anlamak için diğer tırnaklarını teker teker söküyorlar. Gülsüm abla devamlı aynı şeyi söylüyor... Doğru açıkladığına inanıyorlar, gidiyorlar. Efendiler bu kahraman Türk anası gösterdiği yönde düşman kuvvetlerini kucağımıza bilinçli olarak atmak suretiyle tamamen yok ettirmiştir. Bu kahraman kadının elini öpmek benim için bir onurdur